Fatiha Suresi'nin kelimeler bazındaki anlamı aşağıdadır. Kalın harflerle yazılan ilk cümle, kelimelerin geçtiği ayettir. Sonraki satırlarda cümleyi yani ayeti oluşturan kelimelerin veya kelime öbeğinin Türkçe kelime anlamı yani Türkçe karşılıkları vardır. En sondaki tablolarda ise kullanılan kaynaklarının sahipleri ve mealleri mevcuttur.
Bismillâhir rahmânir rahîm.
1. bi ismi allahi : Allah'ın ismi ile
2. er rahmân er rahîm : Rahmân ve Rahîm Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
Ahmed Hulusi | : | ("B" işareti kapsamı itibarıyla) Esmâ'sıyla varlığımı yaratan ismi Allâh olanın Rahmaniyeti ve Rahıymiyeti ile. . . |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... |
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).
1. | el hamdu | : hamd, övgü, sena, manevî ni'metlere şükür |
2. | lillâhi (li allâhi) | : Allah için, Allah'a |
3. | rabbi | : Rab |
4. | el âlemîne | : âlemler |
Ahmed Hulusi | : | "Hamd" (Esmâ'sıyla yarattığı âlemleri her an dilediğince değerlendirmek), âlemlerin Rabbi olan Allâh'a aittir. . . |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır. |
Er rahmânir rahîm(rahîmi).
1. | er rahmâni | : Rahman esması ile tecelli eden |
2. | er rahîmi | : rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nurunun sahibi |
Ahmed Hulusi | : | Rahman ve Rahıym'dir. (Rahmaniyetiyle Esmâ âlemini meydana getiren ve Rahıymiyetiyle Esmâ âlemindeki mânâlar ile her an âlemleri yaratandır. ) |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Rahman'dır, Rahîm'dir O. |
Mâliki yevmid dîn(dîne).
1. | mâliki | : malik, sahip |
2. | yevmid dîne (yevme ed dîne) | : dîn günü, (kişinin mürşidine ulaştığı ve ruhunun Allah'a doğru yola çıktığı gün) |
Ahmed Hulusi | : | Din hükümlerinin (Sünnetullah) yaşanmakta olduğu sonsuz sürecin Mâlik - Melik'idir. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O... |
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).
1. | iyyâ-ke | : yalnız sen, yalnız sana |
2. | na'budu | : (biz) kul oluruz |
3. | ve | : ve |
4. | iyyâ-ke | : yalnız sen, yalnız senden |
5. | nestaînu | : istiane (mürşidimizin kim olduğunu öğrenmek için özel yardım) isteriz |
Ahmed Hulusi | : | Sadece sana kulluk ederiz ve bunun farkındalığı için yardımını niyaz ederiz. (El Esmâ ül Hüsnâ anlamlarını açığa çıkarmak suretiyle tüm yaratılmışlar olarak sana kulluk etmekteyiz ve bunun farkındalığına ermemiz için yardımını isteriz. ) |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. |
İhdinâs sırâtel mustakîm(mustakîme).
1. | ihdi-nâ | : bizi hidayet et, ulaştır |
2. | es sırâte el mustakîme | : Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol |
İmam İskender Ali Mihr | : | (Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet et (ulaştır). |
Ahmed Hulusi | : | Bizi sırat-ı müstakime (Hakikate erdiren yola) hidâyet et. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Dosdoğru giden yola ilet bizi... |
Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).
1. | sırâta | : yol |
2. | ellezîne | : ki onlar |
3. | en'amte | : sen ni'met verdin |
4. | aleyhim | : onlara, onların üzerine |
5. | gayri | : başka, hariç, değil |
6. | el magdûbi | : gadap, öfke duyulanlar |
7. | aleyhim | : onlara, onların üzerine |
8. | ve | : ve |
9. | lâ ed dâllîne | : dalâlette olanlar değil |
İmam İskender Ali Mihr | : | O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil. |
Ahmed Hulusi | : | Ki o, in'amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan Allâh Esmâ'sına iman edip, ondaki kuvvelerin farkındalığını yaşayanların) yoluna. . . Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) Ve (Hakikatten - Vahid-ül AHAD üs Samed olan Allâh ismiyle işaret edilen, anlayışından) saparak şirk koşanların yoluna değil. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... |
Yorumlar
Yorum Gönder